5 Kasım 2018 Pazartesi

Frida

Frida Kahlo. İsmini çok duydugum ve hakkında hiçbir şey bilmediğim karakter. Onu tanımak için iyi bir adım oldu bu kitap. Kardeşinin ağzından dinledik tüm hayat hikayesini. Hikaye o kadar gerçekçiydi ki, kitabın sonunda yazarın notunda aslında hikayenin bazı kısımlarının kurmaca olduğunu öğrendiğimde hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.

Hiç kolay bir hayatı olmamış Frida'nın, babasının Yahudiliğinden, geçirdiği çocuk felci ve trafik kazasından ve başına gelen diğer olaylardan aslında talihsizliklerle dolu bir hayat geçirmiş. İdealistmiş, asiymiş, aksiymiş ama bir o kadar da başarılıymış. Büyük aşkı Diego ve yaşadığı diğer tüm maceralar sanki 1900lü yılların başında doğmuş bir insana ait olamazmışcasına...

E tabi bu kitapla beraber Meksika merakımız da daha bir kabardı, yeni planlar yapıldı, Mexico City gezilmeli, Coyocan'a gidilmeli, Casa Azul görülmeli diyorum...

18 Ocak 2018 Perşembe

İmkansızın Şarkısı

Haruki Murakami'ye biraz geç bir giriş yapmış olduğumu kabul ediyorum. Etrafımdaki birkaç arkadaşımdan da baskı gördüğüm doğru. Ama bu kitapla mı başlamak gerekirdi o konuda emin değilim. Etrafımdaki Murakami fanı arkadaşlarım da "en iyi kitabı mı diye sorsan hayır deriz" diyorlar. 

Hikaye sürükleyici ve kendini okutuyor ama benim için teenage hikayesinden çok öteye gidemedi. Artık yaşım romanda bahsi geçen yaşlara uzaklaştığı için midir bilemiyorum ama o yaşlardaki bu tutumları birbirine oturtamadım. 19-20 yaşlardaki melankolik aşk hikayeleri diye sığ bir özet yapmak da istemiyorum ama beni kendine çok bağlayamadı. Vatanabe, Naoko ve Midori'nin birbirine geçmiş hikayelerindense Reiko'nun geçmişte yaşadığı hikaye başlı başına ayrı bir roman olmaya değerdi.

Ah güzel müzik öğretmeni Reiko.

Murakami'yi okumaya devam edeceğiz.