4 Kasım 2013 Pazartesi

Kırmızı Pazartesi

Bu kitabın benim için çok garip ve eski bir hatırası var. Zamanında eskiden sevdiğim biri tarafından bana verilmişti okumam için. Nedense okumadan geri vermiştim. Hatta o sıralar şehir tiyatrolarında oyunu da oynanıyordu yanlış hatırlamıyorsa. Bundan bir 5 sene öncesi. Gerçekten hızlı geçiyormuş zaman vay anasını. Tıpkı bu kitap gibi hızlıca bitip geçivermiş o 5 sene.

Santiago Nasar'ın bir Pazartesi günü gerçekleşen ölümünü okuyoruz. Aslında bir namus cinayeti ama maktulun suçlu olup olmadığı kitabın başından sonuna bir muamma, biz de okuyucu olarak bilmiyoruz, o gün o olayları Santiago Nasar ile birlikte yaşayanlar da.

Aslında o dönemlerde insanların tutuculuğunu gösteren ibretlik bir hikaye benim gözümde. O kadar insanın aslında bu ölümü engelleme şansları varken, basiretlerinin bağlanması, kiminin müdahale etmek istememesi, kiminin müdahale edememesi hepsi bir araya gelince gerçekleşen bir cinayet. Bağlantılar harika, hikayenin başka gözlerden okunması, sanki bir sahneye başka kameralardan bakarak bir filmi izliyor gibi hissedilmesi kısacık hikayeyi hızla okunur kılıyor.

Kitabı e-book olarak, ekrandan okudum. Ama hazırlayan kişi kitabın dizgisini o kadar sallapati yapmış ki, yazım yanlışları başımı döndürdü doğrusu. Yine de somut somut sayfalara dokunarak okumak gibi olmuyor, ekrandan kitap okumak.