Her okuduğum hispanik kitaptan sonra olduğu gibi bunda da keşke Kolombiyalı Marquez'in elinden çıkan orijinal İspanyolca metni okuyabilecek seviyede olsaydı İspanyolcam diye dövündüm ama ne çare. Umudu kaybetmemenin ne demek olduğunu yer yer çaresizliğin bu şekilde üstesinden gelindiğini anlatıyor. Her cuma sabırla 15 yıldır beklediği mektubun geleceği umuduyla uyanan bir albayımız var. Marquez'in daha önceki kitabında olduğu gibi yine ana karakterlerimizin isimlerini bilmiyoruz, albay ve karısı olarak tanıyoruz onları. Gelmeyen mektupla ve "elinin körü" tabiriyle sonlanıyor kitap. Sevimliydi.
15 Mayıs 2011 Pazar
Albaya Mektup Yok
Her okuduğum hispanik kitaptan sonra olduğu gibi bunda da keşke Kolombiyalı Marquez'in elinden çıkan orijinal İspanyolca metni okuyabilecek seviyede olsaydı İspanyolcam diye dövündüm ama ne çare. Umudu kaybetmemenin ne demek olduğunu yer yer çaresizliğin bu şekilde üstesinden gelindiğini anlatıyor. Her cuma sabırla 15 yıldır beklediği mektubun geleceği umuduyla uyanan bir albayımız var. Marquez'in daha önceki kitabında olduğu gibi yine ana karakterlerimizin isimlerini bilmiyoruz, albay ve karısı olarak tanıyoruz onları. Gelmeyen mektupla ve "elinin körü" tabiriyle sonlanıyor kitap. Sevimliydi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)