20 Haziran 2011 Pazartesi

Kitab-ül Hiyel

İhsan Oktay Anar'ın beş kitabından ikincisi. Aralıklarla okuyorum yazarın kitaplarını ki bitmesin. Daha önce Puslu Kıtalar Atlası'ndan İhsan Oktay Anar'ın diline alışıktım zaten. Bu kitabı da yine Puslu Kıtalar Atlası'nın bıraktığı tadı bıraktı bende. Ama bu sefer mühendis olan beni daha da eğlendirerek okuttu. 

Hiyel ilmi (ki hiyel mekanik demekmiş) ve hiyel ilmi üzerinde kafa yoran hiyelkarların hikayelerini anlatıyor. Yafes Çelebi, Kara Calud ve Üzeyir için nesilden nesile aktarılan ilim ve bu hiyelkarların baslarına gelenler anlatılıyor. Yine bir dönem kitabı, çizimler enfesssss ve hepsi bizzat İhsan Amca'nın kendisine aitmiş. Hayal gücüne hayran olmamak elde değil. Yapılan çizimlerin anlatılışına da az buçuk fizikten anlayan biri olarak hayran oldum diyebilirim. 

Yine bu kitapta da alakasız bi noktadan kopup gelip hikayeye baglanan ya da ana hikayeden kopup sora geri dönen küçük öykücükler vardı ve bu öykücükleri okuması takip etmesi çok keyifliydi. Ben kitaba ba-yıl-dım. Yine herkese tavsiye etmek yakalarına yapışıp zorla bu kitabı da okutmak istiyorum ama herkes sevmeyebilir bilemiyorum. Tavsiye etmek benden okuyup okumamak onlardan o zaman. Yazarın üçüncü kitabı olan Efrasiyab Hikayeleri de kitaplığımdaki yerini aldı, okunmayı bekliyor.

1 Haziran 2011 Çarşamba

Aşk ve Gurur

Öncelikle şunu söyleyerek başlamak istiyorum bu baskıyı (Dionis Yayınları) çeviren her kimse ishal olur işallah da tuvalet bulamaz.  Eminim edebi değeri olan bu kitabı böyle rezil çevirmek için ekstra bir çaba sarfetmiştir. Gerçi bende de kabahat var kitap promosyon kitaptı yani ucuz basım ama yine de daha düzgün olabilirdi. Kitabı okumaya başladığım an itibariyle edindiğim ilk izlenim 1800lü yılların İngilteresinde genç kızların tek derdi evlenmekmiş. Saygınlık, prestij ve zenginlik ne kadar da önemliymiş. Aşk, sevmek, kalp çarpıntısı, midedeki kelebekler yalanmış diye düşündüm. Ama öyle ilerlemedi kitap. Mr. Bingley ve Mr. Darcy ilk olarak ukala olarak tanımlansa da kitapta daha sonra midedeki kelebeklerin gerçek olduğunu hissediyor insan. İnsanın kendine olan özsaygının ne kadar önemli olduğunu hissettim kitapta. Önyargı ve gurur iyi bir şey değil onu sokuyor gözümüze kitap ama yine de insanlara şıp diye güvenmemek gerektiğini de alttan alttan hissetiriyor. Her seferinde aşk romanı okumayacağım sevmiyorum diyorum ama yine de okuyorum işte. Bi daha okumam ama uzun süre. En sonunda gururlar yalanlar bitti de herkes mutlu oldu kitapta o iyi oldu.