Kodin'i okudum, bitirdim. İncecik bir kitap, yaklaşık 100 sayfa kadar, ama bir roman değil tatlı bir hikaye. Üç bölüm olarak anlatılıyor.
Kahramanımız Adrian (Adrien, Adriyen) açısından bakılarak Kodin anlatılıyor. Çevresi, çirkinliği, başına gelenler ve hazin sonu...
Kitabın içeriğinden ziyade çok eski bir kitap oluşu etkileyiciydi benim için. 1951 yılında basılmış bir kitabı ilk kez elime aldım. Bundan önce okuduğum en eski basım kitap sanıyorum 1984 basımlı Yabancı (Albert Camus) idi. E kitap bu kadar eski olunca hem sayfaları bir arada tutmak çok zordu hem de çeviriyi anlamak imkansıza yakındı. Bir Türk olarak Türkçe okuduğum kitabı anlamakta yer yer zorlandım, bilmediğim bir sürü kelime vardı, değişik bir tecrübe oldu benim için. Sahaftan alınmış bir kitap olduğu için ilk sayfasında eski sahibinin adı da yazıyordu: Rüknettin!. Aklımda bu kitapla ilgili yer edecek en etkili şey de bu isim olacak sanıyorum.
"...Adriyen, dostum! Kan kardeşi, bambaşka şeydir o!... Belki de hiç mevcut olmayan bir şey! Kan kardeşi, başkasının hatrı için değil, kendiliğinden dost olan insandır; o zaman sevgisi büyük, menfaatsiz olur, içimizi ısıtır! Çünkü birine iyilik ederek kendini sevdirmek kolaydır; ama düşünüyorum da bugün diyorum ki acaba kendiliğinden seven insan çok kuvvetli sevebilir mi?...