21 Ağustos 2015 Cuma

Kitap Hırısızı

Evet, uzun bir aradan sonra yeniden okumaya ve yazmaya başladığım için inanılmaz mutluyum, şu an yüzümde güller açıyor adeta. Böylesi bir geri dönüş için Kitap Hırsızı kalın bir kitap olsa da, basit dili ve sürükleyiciliğiyle doğru tercihmiş dedirtti.

Şimdi kuracağım cümle kitap hakkında kilit ve enteresan bir bilgi veriyor. Hikayemiz Hitler Almanya'sında geçiyor ve Azrail'in ağzından anlatılıyor. (Zbammm!!!)

Liesel Meminger, Nazi dönemi karışıklığında bir aileye evlatlık verilen ve kendi babası yerine koyduğu Hans Hubermann tarafından okuma-yazma öğretilen yeni ergen baş karakterimiz. Ancak her savaş dönemi çocuğu gibi o da hayatla erken yaşlarda tanışıp çabuk büyüyenlerden. Savaş dönemi boyunca başından geçenleri okurken, hayatına bir şekilde değen, Yahudi Max, üvey anne Rose, büyük çocukluk aşlı Rudy, kitaplarını çaldığı valinin eşi ve diğerleri hikayeye çok güzel renkler katıyor. Hikayeyi Azrail anlatıp, olaylar da savaş döneminde geçince, Azrail'in tüm can alışlarına da bir şekilde tanıklık ediyoruz, tıpkı küçük Liesel'in gözleriyle gördükleri gibi.

Kitabın adının kitap hırsızı olmasına gerek var mıymış çok emin olamamakla beraber bu gibi durumlarda çok sığ yorumlarımın da olabildiğini kabul ederek devam etmeliyim. Kitabı okuduğumu gören bir arkadaşım "Aaa ben filmini izlemiştim, şahaneydi" dediğinde kitabın film uyarlaması olduğunu da öğrenmiş oldum. İzlerim diye düşünüyorum. Bakalım Dilay'ın hayal gücü vs. yönetmen kıyaslaması nasıl olacak :)

"...Hitler'in yönetiminde geçen onca yılda kimsenin Führer'e benim kadar sadakatle hizmet etmediğini söylesem yalan olmaz sanırım. Bir insan benim gibi bir kalbe sahip değildir. İnsan kalbi bir çizgiyken benimki daire biçimindedir ve doğru zamanda doğru yerde olmak konusunda kusursuz bir yeteneğim vardır. Bunun sonucu olarak, insanları hep en iyi ve en kötü durumlarında bulurum. Hem güzelliklerini hem çirkinliklerini görürüm ve ikisinin nasıl aynı yaratıkta olabildiğini merak ederim. Ancak onlarda da benim kıskandığım bir şey var. İnsanlar ölecek kadar akıllılar..." sayfa 513.