Vay anasını demek istiyorum sayın seyirciler. Bu okuduğum kitap mıydı?? Yok sanırım film seyrettim de kitap okumuş süsü verdim kendime. Vayy arkadaş adam yazmış yani ne diyebilirim ki. Zekice tasarlanmış hikaye yazıya kusursuz dökülmüş. Cümleler özenle yazılmış, alıntılar harika aktarılmış. Tek kelimeyle müthişti. Hikayeyi dört ayrı ağızdan dinliyoruz bu nedenle bir ileri gidiyoruz bir geri geliyoruz aynı anda hikayenin bambaşka noktalarında olabiliyorken hopp yine başladığımız noktaya enfes bir şekilde geri dönebiliyoruz. Kitabın dili ve anlatımı bugüne kadar hiç rastlamadığım türdendi elimden bırakamadım kitabı. Hikayesinde de alışık olmadığımız noktalar vardı başkahramanımız bir albinoydu misal. Hikayede kekeme olan da vardı peltek konuşan da. Teknolojinin nimetleri de çok iyi oturtulmuş hikayeye açık bir nokta bulmak mümkün değil. Özetle bir başkasının kılığına giren esasoğlanımızın başına gelenler, hissettiği ruh hali ve sonunda yaşananlar anlatılıyor kitapta. Okuyup beğendiğim bazı kitapları tavsiye ederken acaba beğenmezler mi diye tereddüt ettiğim oluyor zaman zaman ama bu sefer öyle bir tereddüt yok. Bu kitap okunmalı beğenmeyen çıkmayacaktır, sanmıyorum. Kitapla ilgili sonuç olarak merak ettiğim tek şey yazarın siyasal görüşü ne acaba okurken aklımda nedense hep bu soru vardı. Kitapla ilgili fetva no:1: Murat Menteş araştırılacak!!! Son olarak ekleyeceğim yorum da kitabın arka kapağından apartma olacak: "Ben sevdim eller alsın."
"İhtiyarların hepsi kambur. Bölünerek mi çoğalıyorlar ne?"