Su gibi bir kitap, büyük bir bardak suyu tek yudumda içmek gibi, bir solukta bitiyor.
Hikayesini çok da anlatmak istemiyorum, aslında zaten öyle başı ve sonu olan bir hikayesi de yok bence. Birinci kişinin ağzından arkadaşına yazılmış bir mektup gibi, aynı kıza aşık olan, aslında birbirlerine de gizli bir aşk besleyen iki en yakın arkadaşın hikayesi.
Gerçekten büyük çaresizlik. Ama çaresizlik olan kitapta da bahsedildiği gibi aynı anda aynı kadına aşık olmak mı yoksa seslerimizin artık dışarıda çocuk seslerine karışmıyor oluşu mu?
Fantastik, underground kitaplar okuyacağım derken, böyle kitapları es geçiyorum uzun zamandır. Bu çok iyi geldi. Tek gecede bitirilebilecek bir kitap tavsiye ederim.
'... Ardından yedi yıl kuzey yarı kürenin 30. ve 60. paralelleri arasında dolaştın; kayalıklı bir deniz kıyısında çıplak ayaklarının dibinde zıpkınla vurduğun bir orkinosla ve karlı bir günde yakaları kürklü paltonla Nazım'ın mezarında çekilmiş fotoğrafların var.'
' Seninle konuşmanın grameri: Hemen hemen her cümle "hatırlıyor musun" sorusuyla biter, ortak geçmişimizin g'si büyük yazılır, eylemlerimizin kipi daima güzel geçmiş zamandır ve Çetin ile Ender'i birbirine bağlayan bağlaçlar saymakla bitmez.'
' Biz de bu oyuna bir son veriyoruz, normal halimize dönüp o yaşamsal bileşiği tekrar oluşturuyoruz: Ç2SE4. Çetinikisalakenderdört.'
' Her şey gerçekten Nihal'le ilgili miydi yoksa aklım bir dokuma tezgahı gibi mi çalışıyordu, her ipten aynı kumaşı dokuyordum?'